BORCUN VAR BANA, HAYAT
Hayat, sen bana borçlusun!
Mutluluğumu çaldın, sessizce, acımadan. Gençliğim avuçlarımdan kayıp gitti, bir kum tanesi gibi, tutmaya çalıştıkça daha da hızla akıp gitti. Şimdi ise elimde kalan, sadece yarım kalmış anılar ve içimdeki derin sızı.
Gelecek senin olsun. Onu istemiyorum. Çünkü senin vaatlerin hep yalan oldu. "Daha iyi günler gelecek" dedin, ama her sabah yeni bir kayıpla uyandım. "Zaman her şeyin ilacı" dedin, ama zaman geçtikçe yaralarım daha da derinleşti. Ben senin oyunlarına artık kanmıyorum.
Bana geçmişimi geri ver! Çocukluğumu, o savruk kahkahaları, gözyaşlarını, hatta karanlık anılarımı bile. Çünkü o karanlık bile şimdiki boşluğumdan daha aydınlıktı. En azından hissedebiliyordum. En azından yaşıyordum. Şimdi ise sadece bir gölgeyim, geçmişin yükü altında ezilen, ama onu bile özleyen bir hayalet.
Sen benden çaldıkça, ben kendimden uzaklaştım. Her gün biraz daha eksildim. Ama fark ettim ki, en çok da kaybettiklerimi arıyorum. O eski acılar bile şimdinin bu duyarsız boşluğundan daha değerli. Çünkü onlar benimdi.
Belki de en büyük ironi buydu: Geçmişin ağırlığından kaçarken, şimdinin hiçliğinde boğulmak. Keşke anlasaydım, karanlık bile olsa, her şeyin bir anlamı olduğunu. Şimdi ise geri dönmek için yanıp tutuşuyorum.
Hayat, borcunu öde! Bana çaldıklarını geri ver. Yoksa bu sitem, bu özlem, bu hasret hiç dinmeyecek. Çünkü ben, o eski karanlığı bile şimdiki sahte aydınlığına değişmem.
ADİL AKTAŞ
27 HAZİRAN 2025
MALATYA









