MALATYAM
Ah, Malatya... Bağrımızda yara açan sarsıntıların ardından, gözümüzde tüten toz bulutlarının içinden, yeniden doğuşun filizlerini arıyoruz. Sadece tuğla, beton, çelik değil; ruhunu, rengini, o unutulmaz sıcaklığını yeniden inşa etmek için yüreklerimizde bir seferberlik var. Özlediğimiz Malatya'ya, geleceğin en güzel Malatya'sına kavuşmak için...
"Gözbebeğim Yeşil Malatya, Gel!" diye haykırıyor yürekler.
Hatırlıyor musunuz? Sabahın ilk ışıklarıyla ışıldayan kayısı bahçelerinin o emek kokan sessizliğini? Kapı önlerinde, gölgeliklerde, bir fincan kahvenin etrafında örülen sohbet ağlarını? "Komşu, şekerim azaldı" diyen sesin samimiyetini? "Kardeşim, yardım lazımsa söyle" cümlesinin sırtımıza verdiği güveni? O, insanı insan yapan, şehri şehir yapan küçük, kıymetli dokular... İşte asıl yeniden inşası gereken, bu insani mimari.
Deprem, fiziksel duvarları yıktı, evet. Ama biz Malatyalıların yüreğindeki sevgi duvarını, dayanışma harcını asla söküp atamadı. O duvar, enkaz altından çıkarılan canların gözlerindeki umutla sağlamlaştı. O harç, kilometrelerce öteden koşup gelen yardım elleriyle kıvamını buldu. Bu, enkazdan bile yeşerteceğimizin en büyük kanıtıdır.
Yeniden İnşa, Sadece Binalar Değil, Hayallerdir!
Yeni yükselen binalar, elbette sağlam temeller üzerinde, modern ve güvenli olacak. Ama asıl istediğimiz, o binaların pencerelerinden süzülen kahkahaların, sokaklarını dolduran çocuk cıvıltılarının, kapı eşiklerinde kurulan komşu muhabbetlerinin geri gelmesi. İstediğimiz, Beydağı'nın meltemini ciğerlerimize çekerken, Tohma'nın şırıltısını duyabildiğimiz, her köşesi yeniden yeşile bürünmüş bir cennettir Malatya. Parklarında çınlayan çocuk sesleri, çarşılarında canlı ticaretin uğultusu, üniversite koridorlarında geleceğe dair heyecanlı fısıltılar...
Bu sadece bir restorasyon değil, bir rönesanstır! Malatya'nın kadim kültürünü – taş işçiliğinin zarafetini, lezzetlerinin eşsizliğini, misafirperverliğinin efsanevi sıcaklığını – geleceğin dinamizmiyle harmanlama fırsatıdır. Genç beyinlerin enerjisi, tecrübeli ellerin bilgeliği ve her Malatyalının içindeki o sarsılmaz sevgiyle, başaracağız.
Malatya, tarihin her döneminde dik durmuştur. Toprağı bereketlidir, insanı alın terinin ve dayanışmanın kıymetini bilir. Bu zorlu imtihandan çıkarken, sadece fiziken değil, ruhen de daha güçlü olacağız. Kaybettiklerimizin hatırasını, yeniden kurduğumuz her güzel şeyde yaşatacağız. "Komşuluk", "dostluk", "kardeşlik" – bu kelimeler artık sadece kavramlar değil, şehrimizin yeniden yazılan anayasasının temel maddeleri olacak.
Gözümün önüne getiriyorum: Yenilenen Malatya'mızda, bir akşamüstü... Çocuklar, yeni parklarda güvenle koşuyor. Dede ile torun, gölgelikte sohbet ediyor. Gençler, kafelerde geleceği planlıyor. Kapılar, komşuya "hoş geldin" demek için aralık... Ve her yer, kayısı ağaçlarının, çınarların, yeniden dikilmiş fidelerin yeşiliyle bezenmiş... İşte o an, yeniden doğuş tamamlanmış demektir.
Bu sadece bir özlem değil, bir kararlılık bildirgesidir. Malatya, küllerinden, ama bu sefer daha yeşil, daha insani, daha dayanıklı, daha güzel doğacak. Her birimiz, bu büyük inşanın bir tuğlasıyız. Sevgiyle, emekle, sabırla ve o bitmek bilmeyen Malatya sevdasıyla öreceğiz geleceğimizi.
Gözün aydın Malatya! Umudumuz yeşil, yüreğimiz bir, inancımız tam. Yeniden, eskisinden de güzel olacağız. Sen bizim gözbebeğimizsin. Hoş geldin gelecek, hoş geldin güzel günler!









