Abdullah Furkan ÖZKAYA

O Domatesin Kokusu,Ata Tohumun Ardında Kalan Vefa

29 Temmuz 2025 16:11

"O Domatesin Kokusu: Ata Tohumun Ardında Kalan Vefa"

 

Küçük dayımın avucunda, toprağı daha yeni uyanmış bir bahçede tuttuğu o domates…

O yaz sabahını unutamıyorum.

Battalgazi’nin Hançukur’undaydık. Ananemlerin evinin yanındaki bahçede rahmetli Ramazan Tula’nın eli değmişti toprağa. Domatesler kızarmıştı ama henüz sabah serinliğini üzerlerinden atmadan küçük dayım kopardı bir tanesini.

Ne öyle pürüzsüzdü, ne gösterişli. Ama öyle bir koku verdi ki…

Sanki toprağın kendisi konuştu o anda.

 

O domates, yıllar sonra bile, ne zaman aklıma gelse burnuma sadece toprak kokusu değil; bir vefa, bir geçmiş, bir kimlik siniyor.

O domates, bir tohumun hatırasıydı.

Ve o tohum, bir millete olan sadakatin belki de en sade şekliydi.

Sahi biz tohumlara neden bu kadar yabancılaştık?

 Eskiden her evin bir tohumu olurdu.

Bahçeye, saksıya, yamaçta kalan toprağa ekilirdi.

Ne tohumu olduğu sorulmazdı çünkü bilirdik:

Bizimdi.

Şimdi marketten alınan domatesin, biberin, salatalığın kokusu yok. Çünkü tohumu bizden değil .

O yüzden biz artık sadece sebzeleri değil, kendimizi de kaybediyoruz.

Ata Tohumu: Toprağın Kalbindeki Sadakat 'tir ..

Ata tohumu demek;

Toprağın tanıdığı,

Dedenin ektiği,

Torunun tattığı ürün demek.

Tekrar tekrar ekilir.

Yabancıdan alınmaz.

Yere düştüğünde bile filiz verir.

Sade yaşar ama özünü kaybetmez.

Bu tohumlar süslü değildir ama özgürdür.

Ve bu ülkede toprak özgür olacaksa, tohumu da özgür olmalı.

O Hancukur 'da yetişen domatesle veya arabalarda satılan domateslerle annemin yıllar önce yaptığı o salçayı hatırlıyorum.

Yaz sıcağında ezdiği o eski domatesler…

Ne koruyucu vardı içinde, ne katkı maddesi.

Ama o salça, yıllar sonra bile açıldığında ne küf tuttu ne tat verdi.

Bir kaşık alırsın, gözlerin dolar…

Çünkü sadece salça değil o:

Zamana direnen bir emanet.

Bugün markette alınan salçalar kapağı açılır açılmaz bozuluyor. Çünkü tohumu bozulmuş, kokusu silinmiş.

İşte bu yüzden ata tohumu, yalnızca toprak için değil, gelecek için de bir direniştir.

Unutmadan!!!

Malatya’yı sadece kayısıyla ananlara sitemim var. Çünkü bu toprak çok daha fazlası.

Her ilçesi, her köyü bir cevher saklıyor.

Ama ne yazık ki çoğu unutulmuş:

 

Yazıhan’ın karakılçık buğdayı, undan değil, ömürden yoğrulur.

Arguvan’ın pembe nohutları, düğün çorbasının baş tacıdır.

Doğanşehir’in kısa salatalığı, yazın ilk serinliğidir.

Yeşilyurt’un eski kıl biberi, kış sofralarında kurutulmuş bir hatıradır.

Darende’nin siyah pancarı, yalnızca yemeklik değil, şifadır.

Battalgazi’nin eski domatesi, hâlâ çocukluk cebimizdedir.

Bunları yaşatmak sadece tarımı değil, Malatya’yı yaşatmaktır.

 

Bir yaz Eskişehir’in Seyitgazi ilçesindeydim.

Yaşlı bir teyze odun ateşinde biber kavurdu.

Bir lokma aldım.

Tadı…

Tadı o Hançukur’daki domatesin ruh kardeşiydi.

Koku aynı.

Yanık lezzet aynı.

Ama tohumu farklıydı.

O gün anladım: Toprak değişir, tohum göçer ama tattaki sadakat baki kalır.

 

Bugün yerli ve milli tarımdan söz ediyorsak, ilk konuşmamız gereken şey tohumdur.

 

Yerli üreticinin elinden ata tohumu alınmamalı, bilakis güçlendirilmelidir.

 

Her ilçede tohum bankaları, yerel fide pazarları kurulmalıdır.

 

Üniversiteler, Ziraat Odaları ve çiftçiler iş birliğiyle ata tohumlar ıslah edilmeli ama genetiğiyle oynanmamalıdır.

 

Tohum, sadece bir ziraî ürün değil, bir milli güvenlik meselesi olarak görülmelidir.

 

Ben o domatesin kokusunu her yaz özlüyorum.

Ramazan Tula’yı da…

Ananemin gölgesini de…

Toprağa düşen sadakati de…

 

Ama hâlâ umudum var.

 

Bir gün Malatya’nın köylerinde, çocuklar ceplerine yine domates dolduracak.

Analar kurutmalık biberleri yine sicimle asacak.

Ve herkes şunu söyleyecek:

 

“Bu bizim tohummuz. Başkasına muhtaç değiliz.”

 

İşte o zaman biz sadece doymuş değil, dirilmiş oluruz.

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

Malatya ovası sabahın ilk ışıklarında neden bu kadar sessiz
26 Temmuz 2025 16:11

Kernek: Bizim Ortak Mirasımız
22 Temmuz 2025 16:11

Tüm Yazılar